DOĞUM ÖNCESİ (ANNE KARNINDA) TEŞHİS EDİLEN BÖBREK VE İDRAR YOLU HASTALIKLARI
Sevgili anne ve baba adayı,
Günümüzde, doğuştan olan hastalıkların birçoğunun daha gebelik esnasında tanısı mümkündür. Gebelik döneminde ultrason ile yapılan düzenli takip anne karnındaki bebeğinizin gelişimi konusunda detaylı bilgi verir. Bebeğin vücut gelişiminde herhangi bir sorun varsa erken teşhis ve tedavi önemlidir. Doğum öncesi dönemde saptanan bu yapısal anormalliklerin yaklaşık %20’sini boşaltım sistemi (böbrekler, idrar yolları, mesane) ile ilgili bozukluklar oluşturur.
Anne karnındaki bebeğin böbrek, idrar yolları veya mesanede bir sorundan şüphelenildiğinde problemin olası nedeni, doğum öncesi ve sonrası riskleri ve başka ek problemler araştırılmaktadır. Bu konu son derece önemlidir, çünkü bebekteki üriner problem çok ciddi olsa bile gebelik sırasında bu annelerin çoğunda bir sorun olmamakta, bebek normal doğmakta ve doğum sonrasında sağlıklı görünmektedir. Bu bebeklerin büyük çoğunluğu belirti vermediği için hiçbir inceleme yapılmadan eve gönderilmektedir. Hastalık belirti verdiğinde ise çoğu zaman böbreklerde ciddi hasar gelişmiştir. Bu nedenle, anne karnında tanı koymanın önemi büyüktür.
Gebelikte tanı konunca (problem öğrenilince) doğum sonrası erken dönemde önlem alınabilmekte, bebek ve böbrekleri hidronefroz ve gelişebilecek üriner enfeksiyondan korunabilmektedir.
Anne karnında tanı, aileyi patolojinin doğum öncesi ve sonrası seyri (gidişatı) ve tedavi yaklaşımı konusunda bilgilendirme açısından faydalıdır. Ayrıca, doğum sonrası erken dönemde önlem alarak ciddi riskleri azaltma açısından çok faydalıdır.
Üriner sistem nedir? Ne işe yarar ?
Üriner sistem; böbrekler ve toplayıcı sistemden oluşur. Toplayıcı sistemi oluşturan kısımlar renal pelvis (böbrek haznesi), üreterler (idrar kanalları), mesane (idrar kesesi) ve üretra (işeme borusu)’dır
Böbrekler idrar yaparak vücudumuzdaki fazla su ve atık maddeleri süzüp temizler. Böbrekler, aynı zamanda kan basıncının düzenlenmesi, yeni kırmızı kan hücrelerinin yapılması ve kemiklerin sağlıklı gelişmesinde rol oynar.
Toplayıcı sistem ise böbreklerde yapılan idrarın taşınması, depolanması ve boşaltılmasını sağlar. Üreter adı verilen kanallar idrarı mesaneye taşır. Mesane idrarı depolamaya ve boşaltmaya yarayan bir kesedir. Mesanede depolanan idrar üretra adı verilen bir işeme borusu ile vücudumuzun dışına atılır.
Böbrek Genişlemesi (Hidronefroz) nedir ?
Böbrek pelvisi (böbrek haznesi) adı verilen böbreklerin hemen çıkışındaki toplayıcı sistem bölümünün idrar ile dolarak genişlemesidir problemdir.
Anne karnında yapılan ultrasonografi, üriner anomalileri saptamada mevcut en iyi tanı aracıdır. Tıkanıklığın yeri (seviyesi), böbrek parankim (çalışan et) kalınlığı ve ekojenitesi (rengi), kistik yapılar, hidronefroz derecesi, üreter (idrar kanalı) genişlemesi, mesane durumu ve mesane duvar kalınlığı, amniyotik sıvı miktarı, cinsiyet ve ek anomali varlığını göstermede çok faydalıdır.
Prenatal USG’de böbreğin transvers kesitinde renal pelvis ön-arka çapı, gebeliğin ilk yarısında >5mm, ikinci yarısında >7mm olduğunda hidronefroz varlığı kabul edilmesi ve bu fetusların prenatal takibe alınması uygundur. Hidronefroz şiddetini belirlemede USG ile Önen hidronefroz derecelendirme sistemi kullanılır.
Normal böbrek Hafif HN Orta HN Ciddi HN
Hidronefroz anne karnında ne zaman tespit edilir ve gidişatı nasıl seyreder ?
Hidronefrozların çoğu gebeliğin 16. haftasından sonra ortaya çıkar. Genellikle hidronefrozda belirgin kötüleşme olması doğumdan sonra cerrahi gerektiren ciddi tıkanıklığa işaret edebilir.
Hidronefrozun bebek açısından riskleri nelerdir ?
Anne karnındaki bebekte akciğerlerin sağlıklı gelişimi için böbreklerin yeterli miktarda idrar üretmesi gerekir. Şiddetine göre hidronefroz saptanan böbreğin çalışması kötü yönde etkilenebilir. Hafif derecedeki hidronefrozlar zaman içerisinde böbreği etkilemeden kendiliğinden düzelir. Ancak, ciddi hidronefrozlarda böbrek çalışması bozulabilir. Bu nedenle, gebelik boyunca ve doğumdan sonraki dönemde hidronefroz nedeni bulunana kadar yakın takip gerekir.
Hidronefroz tek taraflı ise yani sadece bir böbrekte şişlik (genişleme) var ise ilgili böbrek etkilenebilir, ancak çocuk için önemli bir risk yoktur. Bu durum genellikle bebeğin rahimde gelişmesi ve doğumla ilgili sorunlara yol açmaz. Ayrıca, doğum sonrası bebeğin normal genel bakımını etkilemez.
İki taraflı ciddi hidronefrozu olan bebeklerde böbreklerin tam çalışmama riski vardır. Ayrıca, akciğerlerin gelişimi de olumsuz yönde etkilenebilir. Çift taraflı böbreği etkilenen çocuklarda anne karnında çocuğun içinde yüzdüğü sıvı azalabilir. Bu ciddi bir durum olup, çocuğun akciğer ve böbrek gelişimi bozulur. Bu durum, nadir olarak ölü doğuma kadar ilerleyen veya doğumdan hemen sonra bebeğin hayatını tehlikeye sokan sonuçlara yol açabilir.
Böbreklerdeki genişleme doğumdan sonra gerilemez ve böbrek çalışmasını belirgin bozarsa cerrahi müdahale gerekebilir.
Hidronefrozun nedenleri nelerdir ?
İdrar akım yolunda bir darlık (tıkanıklık) ya da idrarın geriye kaçışı gibi birçok nedene bağlı olarak hidronefroz oluşabilir.
Sıklık sırasına göre hidronefroz nedenleri:
Böbrek pelvisi (haznesi) ve üreterin birleşim yerinde darlık
Üreter ve mesanenin birleşim yerinde darlık
Üretrada darlık veya perde (örneğin: posterior üretral valv) olması
İdrarın mesaneden böbreklere geri kaçması (Vezikoüreteral reflü).
Üreterlerin çift olması (üreter duplikasyonu) ile birlikte herhangi bir seviyede tıkanıklık olması.
İrili ufaklı birçok kistten oluşan ve hiç çalışmayan multikistik displastik böbrek olması.
Üreteropelvik bileşke darlığı (tıkanıklığı) nedir ?
Böbrek pelvisi ile idrar kanalının (üreter) birleşim yerinde idrar akımını engelleyen bir darlık veya tıkanıklık olmasıdır. Bu durumda böbreklerde oluşan idrarı mesaneye rahat geçemez ve böbrekte birikir. Fetal dönemde en sık (%50-60) görülen üriner anomali ve hidronefroz nedeni UP darlıktır. UP darlığı olan olguların çoğunda prenatal dönemde ciddi ilerleme olmaz. Ancak, UP darlık gebelikte ne kadar erken dönemde oluşursa ve ne kadar şiddetli olursa renal hasar riski o kadar fazla olur.
Çoğu kendiliğinden geçebilir, ancak gebelik boyunca ve doğum sonrasında yakından izlenmesi gerekir. Eğer böbrek şişlik derecesinde ve çalışmasında kötüye gidiş saptanırsa doğum sonrası dönemde ameliyatla düzeltilir.
Prenatal USG’de mesane ve üreterler normal görülürken sadece hidronefroz varlığı UP darlığı düşündürür. Ancak, prenatal tanı her zaman doğru olmayabilir. UP darlık, özellikle multikistik displastik böbreklerle sık karışır. Bu nedenle, fetusun USG ile periyodik takibi gerekir.
Prenatal tanılı asemptomatik yenidoğan UP darlıklarının büyük çoğunluğu ciddi tıkanıklığa neden olmaz; bunların çoğunda yapılacak tek şey sadece uygun tetkiklerle doğru takip etmektir, zamanla çoğu kendiliğinden düzelecektir. Ancak, yenidoğan UP darlıklarının az bir kısmında hidronefroz ilerleyerek ve/veya renal fonksiyon azalarak ciddi tıkanıklık ortaya çıkar; bu az sayıdaki bebeklerde yaşa bakılmaksızın hemen cerrahi tedavi yapılmalıdır.
Üreterovezikal darlık nedir?
Üreterin, mesaneye birleştiği noktada darlık (tıkanıklık) sonucu rahat idrar geçişi olmaması ve buna bağlı üreterin genişlemesidir
Vezikoüreteral reflü ne demektir ?
Normalde idrar tek yönlü olarak böbreklerden üreterler yolu ile mesaneye gelir ve mesaneden böbreklere geri gitmez (kaçmaz). Normalde idrar kanalları mesaneye kas tabakası içinden bir tünel yolu ile girerler. Bu yapı kapakçık görevini üstlenerek idrarın yeniden üreterlere ve böbreklere doğru geri kaçışını önler. Bu yapıdaki bozukluğa bağlı olarak idrarın mesaneden böbreklere geri kaçmasına vezikoüreteral reflü (VUR) denir.
Reflü, böbrek enfeksiyonlarına ve böbrek hasarına neden olabilir. Doğum sonrasında idrar yolu enfeksiyonu geçiren tüm çocuklar reflü açısından incelenmelidir. İnceleme voiding (işeme) sisto-üretrografisi ile yapılır. Bu incelemede ince bir sonda ile mesane (idrar kesesi) ilaçlı bir sıvı ile doldurulur ve röntgen cihazı yardımı ile yapılır. Reflülü böbrekte hasar gelişip gelişmediğini anlayabilmek için bu hastalarda DMSA denilen böbrek sintigrafisi çekilmelidir.
Reflü özellikle küçük yaşlarda teşhis edilmişse ve çok yüksek dereceli değilse kendi kendine düzelebilir. Burada önemli olan düzelme için beklenirken çocuğun böbrek enfeksiyonu geçirmesine engel olabilmektir. Reflü teşhisi konan çocukların çoğunda, ek problem yoksa, koruyucu antibiyotik başlanarak ameliyatsız izlemek başlangıçta yeterlidir. Beklemek ile düzelmeyen, ya da antibiyotiğe rağmen tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olan veya böbrek hasarı gelişen çocuklarda cerrahi tedavi gerekir.
Posterior üretral valv (İşeme borusunda perde) ne demektir?
Mesanenin çıkışında, penisin içinden geçen işeme borusunun (üretra) başlangıcında yer alan ve mesanenin boşalmasını engelleyen bir perdenin olmasıdır (Şekil 6). Erkek bebeklerde görülen ve mesane çıkışını tıkayan bir çeşit doku katlantısıdır. Bebek anne karnında iken yapılan ultrason incelemeleri ile tanı konur. Mesane duvarı kalınlaşır. İdrar kanalının perdenin üzerinde kalan kısmı genişler. Veziko-üreteral reflü görülebilir. Mesane içinde idrar birikimi, basınç artışı ve VUR (idrar kaçağı) gelişmesine neden olarak her iki tarafta birden idrar kanalı ve böbrekte genişlemeye yol açar. Her iki böbrek birden etkilendiği için böbrek çalışmasını tamamen bozabilen ciddi bir durumdur. Bu hastalıkta anne karnında bebeğin içinde bulunduğu sıvı azalabilir. Bu durumda özellikle bebeğin akciğer gelişimi ciddi olarak etkilenir. Bu tür ciddi bebeklerde, anne karnında iken girişim yapılarak böbreklerin zarar görmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Halen çok riskli olan bu girişimler, perinatoloji uzmanı ve çocuk cerrahisi çocuk ürolojisi uzmanı tarafından tartışıldıktan sonra ortak karar verilmesi tıbbi hata payını en aza indirir.
Doğum sonrasında teşhisin bir an önce kesinleştirilerek acil önlem alınması gerekir. Doğup yaşatılabilen çocuklarda mümkün olan en kısa sürede kapalı yöntemle (endoskopik olarak) bu perdenin kesilmesi ve normal mesane dolup boşalmasının sağlanması gerekir. Bu çocuklar yıllarca yakın takip ve tedavi gerektirir.
Multikistik displastik böbrek ne demektir ?
Böbrek dokusu üzüm salkımı şeklini almış kistlerden oluşur. Tamamen kistlerden oluşan ve hiç çalışmayan böbrek şeklindedir (Şekil 7). Multikistik böbrekteki büyük kist yapıları hidronefroz (böbrek şişliği) görüntüsü verebilir. Çoğunlukla karşı böbrek normal geliştiğinden çocuk için hayati bir risk oluşturmaz. Çoğu küçüktür ve doğumdan sonra birkaç yıl içinde kendiliğinden küçülüp yok olur. Çok büyük (7 cm) olanlarda veya şikayete neden olanlarda bu kistik kitle çıkarılır.
Üreter duplikasyonu (Çift üreter, çift sistem) ve Üreterosel
Böbrek toplayıcı sistemlerinin çift olması ve Üreterosel (mesanede kist şeklinde keseleşme) gibi hastalıklar da idrar kanalı ve böbrekte şişmeye ve genişlemeye neden olabilir.
Her bir böbrekteki idrar normalde tek bir kanal (üreter) ile mesaneye ulaşır. Duplikasyon olan bebeklerde aynı böbrekten çıkıp mesaneye ulaşan iki üreter vardır (Şekil 8). Buna çift (dupleks) sistem denir.
İdrar yollarının çift olması her zaman sorun yaratmaz. Ancak, bazen bu yollardan birinin mesaneye birleştiği yerde darlık veya reflü oluşabilir veya idrar yollarından biri mesanede bir baloncukla (üreterosel) sonlanabilir.
Üreterosel, böbrekten idrarı boşaltan kanal olan üreterin mesane içindeki ucunun (ağzının) kapalı olması sonucu idrarın mesaneye geçememesine bağlı olarak mesane içinde yer kaplayan bir balon şeklinde gelişen şişlik (keseleşme) yapısıdır.
Polikistik böbrek hastalığı
Böbreklerde çok sayıda ve içleri sıvı dolu küçük kistler (kesecikler) mevcuttur (Şekil 9). Çoğu iki taraflıdır, yani her iki böbrek de bozuktur ve çok az çalışır. Yaşama şansı çok düşük olan bu bebeklerin çoğu gebeliğin erken döneminde sonlandırılmaktadır.
HİDRONEFROZ TEŞHİSİ KONAN BEBEKLERİN GEBELİK SÜRESİNCE TAKİP VE TEDAVİSİ
Gebelik boyunca düzenli aralıklarla ultrason yapılarak bebeğin anne karnındaki gelişimi, büyümesi ve böbreklerindeki genişlemenin durumu izlenmelidir.
Hidronefrozların büyük bir çoğunluğuna zamanında doğru tanı konursa ve uygun bir takip ve tedavi uygulanırsa çoğu düzelebilir ve ömür boyu normal bir hayat sürebilirler.
Megamesane (megasist) varlığı gebeliğin her döneminde ciddiye alınmalıdır. Gebeliğin ilk trimesterinde saptanırsa ciddi ek anomali açısından araştırılmalı ve genetik (karyotip) analizi yapılmalıdır. Gebeliğin ikinci trimesterinde tespit edilirse infravezikal obstrüksiyon açısından ultrasonla yakın (2 hafta arayla) takibe alınmalıdır. Bunlarda gereğinde zamanında girişim hayat kurtarıcı olabilir. Oligohidroamnios (rahim sıvısının azalması), bilateral ciddi renal hasarın bir geç komplikasyonu olduğundan prenatal girişim için mutlak bir kriter olarak kullanılırsa etkin tedavide gecikmeye neden olur.
Hidronefroz tarafı |
Hidronefroz şiddeti |
USG aralığı |
Bir böbrek |
Hafif-orta |
2 ay |
Bir böbrek |
Ciddi-ağır |
1 ay |
Her iki böbrek |
Hafif-orta |
1 ay |
Her iki böbrek |
Ciddi-ağır |
2 hafta |
Büyük, boşalmayan mesane |
|
2 hafta |
Tablo 1. Fetal hidronefrozlarda Önen prenatal takip algoritması.
Anne karnında cerrahi girişim
Doğum öncesi ciddi megasist yani şiddetli PUV saptanıp seri USG takiplerinde ilerleme (kötüleşme) olan bebeklerde böbrek yetmezliğini ve ölümcül akciğer yetmezliğini önlemek amacıyla anne karnında iken cerrahi müdahale yapmak faydalı olabilir.
Anne karnında zamanında girişim, yani şant uygulaması, kalıcı hasarları azaltıp doğum sonrası tedavi başarısını arttırabilir. Ancak, ciddi riskleri beraberinde getiren prenatal girişimler; iyi organize olmuş ve bu konuda deneyimli bir çocuk cerrahisi uzmanı ile bir kadın doğum uzmanından oluşan ekip çalışması gerektirir.
Hidronefroz teşhisi olan bebekte doğum sonrası neler yapılabilir ?
Doğumdan sonra bebekte böbreğin genişlik (şişlik) durumu ve çalışması değerlendirilir. Hidronefrozun tedavi ve takibi, neden olan duruma göre değişir. Ultrason ile böbreklerdeki genişleme takip edilir ve hidronefroza neden olan yapısal problemin olası nedeni ve şiddeti belirlenir. Bazen kesin tanıyı koymak için ek radyolojik tetkikler yapmak gerekir. Bu tetkiklerin başında böbreğe idrar kaçağı veya mesane çıkışındaki darlığın (perdenin) araştırıldığı işeme (voiding) sistoüretrografisi ve böbrek çalışmasını gösteren sintigrafi gelmektedir.
Ciddi hidronefrozu olan bebekler oluşabilecek idrar yolu enfeksiyonlarına karşı doğumdan sonra genellikle antibiyotik koruması altına alınır.
Tek ya da çift taraflı hidronefroz olan bebeklerin doğum sonrası izleminde fark var mıdır ?
Tek taraflı hidronefroz genellikle yaşamı tehdit eden bir durum değildir. Ancak tek taraflı da olsa böbreğin çalışmasını bozabilecek şiddette bir problem saptanması durumunda, doğumdan sonra erken dönemde ameliyat gerekebilir.
İşeme borusunda (mesane çıkışında) perde (PUV) şüphesi veya her iki böbrekte genişleme olan bebeklerde izlem çok önemlidir. Çünkü bu bebeklerde anne karnından itibaren ciddi böbrek hasarı, hatta böbrek yetersizliği gelişmiş olabilir. Böbreklerin rahatlatılması için idrarın doğumdan hemen sonra sonda ile boşaltılması, böbrek ve mesane çalışması açısından yakından izlenmesi ve kapalı bir ameliyatla perdenin ortadan kaldırılması gerekir.
Vezikoüreteral reflü olan bebekte doğumdan sonra yaklaşım nasıldır?
Bir bebekte vezikoüreteral reflü saptandığında genellikle böbrekleri idrar yolu enfeksiyonu ve kalıcı böbrek hasarından korumak amacıyla uygun dozda antibiyotik ile koruma tedavisi başlanmaktadır. İlk yıl içindeki takip sırasında çoğu çocukta ameliyata gerek duyulmaz. Daha ileri yaşlarda kendiliğinden kaybolmayan ve böbrek hasarı yapan reflüyü ortadan kaldırmak için açık veya kapalı ameliyat gerekebilir.
Doğum zamanı ve doğum şekli
Hidronefrozun şiddeti ne olursa olsun, erken doğumun beraberinde getirdiği ciddi akciğer gelişim eksikliği ve solunum yetmezliği riski nedeniyle normal zamanında bebeği doğurtmak standart bir yaklaşımdır. Anneye ve bebeğe ait başka bir neden olmadığı sürece, hidronefrozlarda doğum şekli normal vaginal yoldur.
Hidronefroz olan bebeklerin takibi nerede yapılmalıdır?
Hidronefroz teşhisi konan bir bebekte tüm takip ve değerlendirmelerin güvenli ve daha başarılı olması için öncelikle bir çocuk ürolojisi uzmanı tercih edilmelidir.
POSTNATAL DEĞERLENDİRME VE TANI
Prenatal hidronefroz tanısı olan yenidoğanlarda bebek doğduktan sonraki ana hedef, postnatal çalışmalarla hidronefrozun nedenini (Tablo 2) saptamaktır. Ayrıca, UP darlık tanısı konan olgularda gerçek bir tıkanıklığın olup olmadığının ortaya konulması ve varsa cerrahi tedaviyle giderilmesi veya hangi bebeklerin güvenle izlenebileceğine karar verilmesidir.
Tablo 2. Neonatal hidronefrozlarda ayırıcı tanı.
Hidronefroz nedeni |
Sıklığı (%) |
Üretero-pelvik bileşke darlığı (UPD) |
60 |
Veziko-üreteral reflü (VUR) |
15 |
Mesane çıkış tıkanıklığı (çoğu PUV) |
5-10 |
Üretero-vezikal bileşke darlığı (UVD) |
5 |
Multikistik displastik böbrek |
5 |
Çift sistem, Üreterosel |
5 |
Üriner ultrasonografi (USG)
Üriner sistemi değerlendirmede mevcut en iyi yöntem üriner USG’dir. Bu nedenle, hidronefroz tanı ve takibinde en sık faydalanılan tetkiktir. Radyasyon yaymayan, ucuz, hemen her yerde bulunan, invazif olmayan, hızlı ve kolayca yaptırılabilen zararsız bir yöntemdir. Üriner USG, böbrek boyutlarını, parankim kalınlığını ve ekojenitesini, hidronefrozun varlığını ve derecesini, tıkanıklığın yerini (seviyesini), kistik yapıları, üreter dilatasyonunu, mesane durumunu ve duvar kalınlığını, karşı böbreğin anatomisini ve ek anomali varlığını göstermede çok faydalıdır.
Üriner USG’de mesane ve üreterler normal görülürken sadece hidronefrozun varlığı UP darlığı düşündürür.
Tek bir USG sonucuna göre bir hastayı değerlendirmek çok yanıltıcı olur. Bu nedenle, hidronefrozun şiddetine göre sıklığı değişen zaman aralıklarında periyodik olarak USG yapılmalıdır. Periyodik USG kontrollerinde ilerleyici hidronefroz artışı genelde ciddi tıkanıklığı gösterirken, hidronefrozda azalma ise tersini gösterir.
Renal sintigrafiler
Böbreklerin ne kadar çalıştığını gösterir. Hidronefrozlu çocukların takibinde ve cerrahi tedavi kararında faydalıdır.
İşeme sisto-üretrografisi (İSUG)
Prenatal tanılı hidronefrozlu çocuklarda sadece tablo 3’te belirtilen klinik ve/veya ultrasonografik bulguların varlığında İSUG çekilmesi daha uygun olabilir.
Tablo 3. Prenatal hidronefrozlu yenidoğanlarda İSUG endikasyonları.
Klinik bulgular: Üriner enfeksiyon gelişmesi İşeme zorluğu olması Mesane distansiyonu (globu) olması |
Üriner USG bulguları: Üreter dilatasyonu Küçük ve ekojenitesi artmış böbrek Mesanede patolojik bulgu |
Magnetik rezonans görüntüleme
Kontrastlı MR ürografi, hem detaylı anatomik bilgi, hem de böbrek çalışması hakkında bilgi verir. Ancak, tam tıkanıklık tanısı koyduramaz. Ayrıca, her zaman ve her yerde yapılma imkanı olmayan ve çocuklarda anestezi gerektiren pahalı bir tetkiktir. Bu nedenle, mevcut şekliyle günümüz şartlarında hidronefrozların %90’ından fazlasında gereksizdir.
TEDAVİ YAKLAŞIMI
Günümüzde, UP darlığa bağlı hidronefrozların doğum sonrası tedavisi genellikle üriner USG’de saptanan hidronefrozun derecesi, sintigrafide saptanan böbrek çalışma durumuna ve hidronefrozun tek veya çift taraflı olmasına göre yapılır.
KONSERVATİF TEDAVİ
Yenidoğan UPD, UVD ve VUR’da üriner enfeksiyon önlenirse zamanla bu bölgelerdeki normal gelişme ve olgunlaşma ile çoğunda problem kendiliğinden düzelebilir. Bebeklerdeki hidronefrozların büyük çoğunluğu hafif düzeyde, bir kısmı orta düzeyde ve az bir kısmı ciddi düzeydedir. Hafif ve orta düzey hidronefrozların büyük çoğunluğu selimdir ve doğum sonrası dönemde uygun bir takiple belirgin böbrek hasarı olmadan, kendiliğinden düzelmektedir.
Bulgularda kötüleşme varsa (hidronefroz derecesinin artması ve/veya fonksiyonun azalması) veya semptom oluşursa cerrahi girişim gerekir.
İki taraflı problemi olan bebeklerde takip ve tedavi daha karmaşık ve daha ciddidir. Bunlarda erken cerrahi tedavi gerekebilir. Özellikle iki taraflı ciddi hidronefrozlu bebeklerde zamanında cerrahi tedavi yapılmazsa kalıcı böbrek hasarı gelişme riski yüksektir. Bu nedenle, bunlarda tek taraflı olanlara göre daha erken cerrahi tedaviyi düşünmek gerekir.
CERRAHİ TEDAVİ
Semptomatik hastalarda (kitle, ağrı, idrar yolu ve böbrek enfeksiyonu) hemen cerrahi tedavi yapılmalıdır. Asemptomatik yenidoğanlarda, izlenen böbreğin hidronefroz artışı ve/veya fonksiyon kaybı karşı böbrekteki hipertrofi ile birleştirildiğinde, cerrahi tedavi endikasyonunu daha kesin ve daha objektif hale getirir. Cerrahi tedavi, hayatın ilk yılları içinde (özellikle 1.yıl) yapıldığında azalan renal fonksiyonun düzelme şansı daha fazla olmaktadır.
Diğer Doğumsal Hastalıklar
Daha az görülen, ancak çoğu doğum öncesinden tanınabilen ve tedavileri çok özellik taşıyan bazı doğumsal anomaliler de mevcuttur.
Mesane ekstrofisi (Ekstrofi vezika)
Mesane ön duvarının ve karın ön duvarının oluşamaması sonucu mesanenin tamamen açık olup iç kısmının vücut dışına ve atmosfere açık olmasıdır. Bunlarda işeme borusu ve dış genital organların gelişimi de bozuktur. Doğuma kadar anne karnında takip edilir. Çok ciddi bir hastalık grubudur ve doğduktan sonraki 1-2 gün içinde mutlaka ameliyat olması gerekir. Bu ciddi hastalık ömür boyu takip ve tedavi gerektirir. Bu nedenle, mutlaka çok deneyimli bir çocuk ürolojisi uzmanı tarafından ameliyat yapılıp takip edilmelidir.
Spina Bifida (Nöropatik Mesane)
Çoğunlukla bu bebeklerin bel bölgesinden vücut dışına doğru uzanan bir kese mevcuttur. Mesane ve makadı çalıştıran sinir damarları bu kesenin içine girdiği için yapıları bozulur. Mesaneyi ve işeme yolunu çalıştıran bu sinirlerin doğuştan felç olması nedeniyle mesane ve aşağısı bozuk çalışır. Bu ciddi hastalık grubu da ömür boyu takip ve tedavi gerektirir.
Hipospadias
Penis ucunda olması gereken dış idrar deliğinin, penisin alt tarafında bir yere açılması durumudur. Halk arasında ‘‘peygamber sünnetli’’ ya da ‘‘yarım sünnetli’’ deyimleri kullanılır. Genellikle eşlik eden penis eğriliği vardır. İdrar deliği penis ucundan uzaklaştıkça hastalığın ağırlık derecesi artar. Hipospadias ile birlikte inmemiş testis bulunması durumunda genetik değerlendirme de gereklidir. Nadiren bu çocuklarda cinsel gelişim bozukluğu olabilir. Hipospadiasın tedavisi cerrahidir. En uygun ameliyat zamanı ilk bir yaş (6-12 ay)’tır. Ancak, üst yaş sınırı yoktur. Sünnet derisi ameliyat sırasında yeni idrar kanalının oluşturulmasında kullanıldığı için hipospadiaslı çocuklar sünnet edilmemelidir.